Tasarımı Kaydet  Kapat

Teknik Elemanlar ‘Dünyevileşmenin’ Tehlikelerine Karşı Uyarıldı

TEKDER; gerek üyelerine gerekse hayata geçirdiği proje çalışmaları çerçevesinde teknik eleman ve adaylarına yönelik faaliyetlerini sürdürüyor.   Bu faaliyetler kapsamında, günümüz dünyasının Müslüman zihninde meydana getirdiği tahribatı gözler önüne sermeyi amaçlayan Müslüman Zihninde Bir Hastalık Hali: ‘Dünyevileşme, Sekülerleşme, Laikleşme’ semineri gerçekleştirildi.

Prof. Dr. Burhanettin Can tarafından gerçekleştirilen sunumla dünyevileşme ve barındırdığı tehlikelere dikkat çekildi. TEKDER İstanbul Yönetim ve Genişletilmiş Yönetim Kurulu Üyelerince yoğun katılım gösterilen seminer, Fatih Belediyesi Zübeyde Hanım Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.

Müslümanların dünyevileşmesine dair söylemler, mayınlı araziye girmekle eşdeğer

Müslümanların hayatlarında ve zihin dünyalarında dünyevileşmenin genellikle mal ve makam tutkusu şeklinde tezahür ettiğini dile getiren Prof. Dr. Burhanettin Can, Müslümanlar olarak olaylara çok yönlü bakılması ve en kötü durum göz önüne alınarak çalışmalar yürütülmesi gerektiğine işaret etti. Günümüz Müslümanlarının dünyevileşmeye ve dolayısıyla sekülerleşmeye başladığına dikkati çeken Burhanettin Can: ‘’Müslümanların dünyevileşmesi veya laikleşmesinden bahsetmek, aslında biraz da mayınlı araziye girmek gibi bir şey; ama bizler emri bil maruf ve nehyi anil münker ile üzerimize düşeni yapmak durumundayız’’ ifadelerine yer verdi.

‘Sosyal şizofreni’ İman ile küfür arasında yol aramanın tezahürüdür

Hz. Âdem ile İblis arasında cereyan eden olayların Müslüman hayatının ve mücadelesinin küçük bir videosu mesabesinde olduğunu dile getiren Burhanettin Can, iman ile küfür arasında bir yol arayanların sosyal şizofreninin en bariz göstergesini teşkil ettiğini ve özünden ve ruhundan kopmuş bir din anlayışının bunun temel nedeni olduğunu işaret etti. Can, toplumsal ahlaki çözülmenin belli bir seviyeye ulaşması halinde ilahi sünnete göre o toplumun er ya da geç helak olduğunu ifade ederek, ülkemizde de bu çözülmenin tehlikeli boyutlara ulaştığını dile getirdi.

Mümin için bir med-cezir hali: ‘dünyevileşme’

Prof. Dr. Burhanettin Can, iyilik cephesinin fıtrata ve onun da kalbe; kötülük cephesinin de heva ve hevese ve dolayısıyla da nefse tekabül ettiğini ifade ederek her şeyin temelinde sevgi veya şehvetin olduğunu vurguladı. Kur’an’da 115 kez dünya, 115 kez de ahiret hayatından söz edildiğini ifade eden Burhanettin Can konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Dünyevileşme, mümin için bir nevi med-cezir halidir; Uhud savaşında bulundukları tepeyi terk eden okçularının bu davranışı, müminin bir nevi med-cezir hali olan dünyevileşmenin en bariz göstergesidir.’’

Dikkatleri yalnızca bu dünyaya yoğunlaştırma 'sekülerleşmenin' ta kendisidir

Sekülerleşmenin dini ve uhrevi olmayan, dünyevileşmekten başka bir şey olmadığını dile getiren Burhanettin Can, Samuel Johnson’un deyişiyle sekülerleşmenin dikkatleri yalnızca bu dünyaya yoğunlaştırmak olduğunu işaret etti. Dini ve uhrevi olmayanın sekülerleştiğini ve bir zaman sonra da laikleştiğini ifade eden Can, günümüzde din, sekülerleşme ve laiklik kavramlarına yüklenen anlamların taban tabana zıt olduğunu ve bu durumun da tehlike arz ettiğini belirtti. Küresel düzenin İslami anlayıştan beklentisinin, İslam değerler sisteminin seküler hale gelerek yüzeyselleşmesi ve ruhundan kopması olduğunu vurgulayan Burhanettin Can, dünyevileşmenin ilk örneğinin de insanlığın atası Hz. Âdem ve eşi üzerinde görüldüğünü işaret etti.