Teknik Elemanlar Derneği İstanbul İl Başkanlığı olarak, üyelerimizle çeşitli etkinliklerde bir araya gelmeye devam ediyoruz. Bu etkinlikler çerçevesinde, günümüzün gerçek entelektüel kişiliği ve ender aydınlarından Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu ile kahvaltılı programda bir araya gelerek kendisinden istifade etme imkânı bulduk.
Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, ‘Şeylerin Arasında Yaşamak: Hayatın Anlamı Üzerine Dairevi Akıl Yürütmenin İmkânı Var mı?’ konferansında; günümüz İslam medeniyeti temsilcilerinin tutarsızlıklarına işaret ederek İslam’ı gerçek manada içselleştiremeyen İslami camia temsilcilerinin İslam’ı tebliğ etmek bir yana, insanları İslam’dan uzaklaştırdığını vurguladı. Fazlıoğlu, gerçek yaşamdan alıntılarla bu çelişkilere değinerek İmam Hatip liselerinde okuyan gençliğin bir kısmının Deizme yöneldiğini ve bunun sebebinin de dini gerçek manada hayatlarına uyarlamayan, dini temsil makamındaki kişilerin ta kendisi olduğuna işaret etti.
Riyakarlığın asıl nedeni, inançların lafzi düzeye inmesi
İnançların manadan soyutlanarak lafzi düzeyde kalmasının, ‘örgütlü kötülük yapabilmenin’ ana nedenini oluşturduğunu dile getiren İhsan Fazlıoğlu; aynı şekilde, psikolojik inançların riyakarlığın asıl nedeni olduğuna değinerek bu durumun ahlaksızlığın da ana kaynağını oluşturduğunu ifade etti. Özüne uygun yaşanmayan İslam’ın, çarpık bir biçimde algılanıp çarpık bir biçimde yaşama geçirilmesinin ibret verici durumlarından birini katılımcılarla paylaşan Fazlıoğlu: ‘’Bir arkadaşım, bir zaman önce bana gelerek şöyle bir serzenişte bulundu; ‘kıran kırana bir rüşvet pazarlığından sonra, birinin kalkıp namaz kılmak için kıblenin hangi tarafta olduğunu sormasını nasıl izah edersiniz hocam?’ sorusu karşısında kendisine, ‘Oflu imam makamında’ bir yanıt vermek durumunda kalmıştım…’’ şeklinde konuştu.
Günümüz dünya düzeni, akılcı bir bakış açısının tecellisini kesinlikle istemez
Bilimsel bilginin oldukça önemli olduğunu belirten Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, İslami geleneğin ortaya çıkışından bu yana sorgulayıcılığın medeniyetimizde köklü ve büyük önem verilen bir olgu olduğunu ifade etti. Fazlıoğlu; günümüz dünya düzeninin, insanların gerçek manada akılcı bir bakış açısı geliştirmelerini istemediğini ve insanlara kendilerinin belirlediği dar ufuklar çerçevesinde bir hayat anlayışı ve fikri düzlem empoze etmeye çalıştığını dile getirdi. İhsan Fazlıoğlu, günümüz gerçeklik algısının oluşturduğu hayat tasavvurunu güzel bir örnekle paylaştı: ‘’Okyanusta ilerleyen bir gemi isek, nasıl bir limandan çıkmadığımızı ve bir limana gitmeyeceğimiz iddia edilebiliyor? ‘Savaşma, seviş!’, ‘Herkesin derdi kendine!’, ‘anı yaşa!’ gibi söylemlerle insanlar, gerçek bir düşünsel uğraştan uzak tutulmaya çalışılıyor…’’
Kurallar sadece zayıflar içindir
İhsan Fazlıoğlu, gücü haklılık sebebi sayan dünya erklilerini durdurabilecek tek şeyin yine güç olduğunu ifade ederek kuralların sadece zayıfların uymaları için konulduğuna işaret etti. Fazlıoğlu; ne Cengizhan’ı ne de günümüzün süper gücü kabul edilen Amerika’yı, insan hakları gibi olguların bağlamadığını ve bu söylemlerin de yine sadece zayıflar için geçerli olduğunun altını çizdi.
Müslümanın hem madde hem de manaya yani hem dünyaya hem de ahirete gereken önemi vermesi gerektiğini dile getiren ve gerçek manada bir Müslüman olmanın da bu hassas denge dolayısıyla zor olduğuna değinen İhsan Fazlıoğlu, geçmiş İslam ilim ve felsefe adamlarının hayatlarından kesitler ile bu olguları dikkate sundu. Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, İslam düşünce sisteminin günümüz kültüründe yerinin olmadığını ve köklü medeniyetimizin büyük temsilcilerinin bugün için hak etmedikleri bir unutulmuşlukla yüz yüze kaldıklarının müşahede edildiğine vurgu yaptı.